Öğrencilerimiz Erzincan'ımızı Şenlendirdi



  • Gurbet ile Sıla Buluştu

    Gurbet ile Sıla Buluştu
    Gönülleri Erzincan sevdasıyla çarpan, memleket özlemini yüreklerinde taşıyan Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı (EKEV) olarak 20-26 Ağustos 2014 tarihleri arasında; İstanbul’da doğup büyümüş ancak Erzincanlı olmalarına rağmen hayatlarında Erzincan’ı hiç görmemiş 50 genç kardeşimizin memleket hasretini bir nebze olsun giderebilmek amacıyla bir gezi düzenledik. Arkadaşlarımız bu gezi ile Erzincan’ın tarihi güzelliklerini yerinde görüp sosyo-kültürel ve ekonomik durumu hakkında bilgiler alma ve Şehr-i Can’ımızın manevi zatlarını yakından tanımak fırsatı yakaladı. 

    Birinci Gün

    İstanbul Fatih’teki vakıf merkezimizden başlayan yolculuğumuz sabah saat 9 civarında Erzincan Şeker Fabrikasına varmamızla sona erdi. Şeker fabrikasında, her biri birbirinden lezzetli yöresel tatlarımızın yer aldığı zengin bir kahvaltı sofrasıyla karşılaştık. Aynı zamanda burada grubumuza rehberlik etmek üzere Erzincan Belediyesi’nden görevlendirilen Sn. Zeki Demirtaş abimiz ile tanıştıktan sonra fabrika yetkililerinden şeker ve şeker ürünleri hakkında bilgi  aldık. Sonrasında programımıza Erzincan valiliği ziyaretiyle devam ettik. Valimizin şehir dışında bulunması sebebiyle Vali yardımcısı Fatih Kaya ve Vali vekilimiz Mehmet Kurt ile görüştük. Vali Vekilimiz Mehmet Kurt, “Kırşehirli olmama rağmen Erzincan’da görev yapmaktan mutluluk duyuyorum. EKEV Türkiye genelinde Erzincanlı 4000 öğrenciye burs vererek çok ciddi bir başarı elde etmiştir. Başarısını düzenlediği bu Erzincan Gezisi ile de taçlandırmıştır. Bu gezinin düzenlenmesine destek veren EKEV Başkanı Sayın Sadık Ağca’ya da selamlarımı iletmenizi sizlerden rica ediyorum.” diyerek EKEV’e karşı olan takdirlerini iletti. Vali Yardımcımız Fatih Kaya ve Vali Vekilimiz Mehmet Kurt Beylere plaketlerini takdim ederek selam ve teşekkürlerimizle Valilik binamızdan ayrıldık. Gezimizin bir sonraki durağıysa şehrimizin güzide kurumlarından Erzincan Üniversitesi oldu. Genç EKEV Yönetim Kurulu olarak Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu’lu ile makamında bir araya geldik. Sn. Çapoğlu Hocamız Erzincan Üniversitesi’nin yeni bir üniversite olmasına rağmen çok kısa bir sürede ciddi bir gelişim sağladığını ve yirmi bin öğrenciye ulaştığını belirtti. Yine burada da Sayın Rektörümüze teşekkürlerimizle birlikte plaket takdiminde bulunduk. Kıymetli Profesörümüzle samimi ve eğlenceli bir ortamda yediğimiz öğle yemeğinin ardından hocamızın önderliğinde üniversitemizi detaylı bir şekilde gezme şansı bulduk. Rektörümüzün aktardığı bilgilerde üniversitenin iç kısımlarında Selçuklu mimarisinin, dış kısımlarında ise modern mimarinin uygulandığını bu tercihin de sembolik manasının şu olduğunu dile getirdi: “İki farklı mimari tercihi; merkezine geçmişi ve değerlerini alan, geleceğe açılan bir dünya üniversitesi olma hedefimizin sembolüdür.”

    Daha sonra Rektörümüz Sn. Prof. Dr. İlyas Çapoğlu ile amfi, laboratuvarlar ve  üniversite kampüsü  içerisinde inşaat halinde olan EKEV Başkanı Sn. Sadık Ağca tarafından yapımı üstlenilen kampüs camiisini inceledik.

    Türkiye’de ilk ve tek kargo uçağını kampüs içerisinde bulunduran Erzincan Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nu da ziyaret ettikten sonra Rektörümüz son olarak bizlere  Erzincan Üniversitesi’nin simgesinin ne anlama geldiğini de izah etti: “Kampüs içinden bakılınca rahle şeklinde görünen kapı ilmin önemini, bal peteği üretkenliği; çift başlı kartal ise tarihi kökleri ifade etmektedir.”

    Üniversitemizden Rektör Hocamızın aktardığı kıymetli bilgilerle ayrıldıktan sonra bir sonraki durağımız Erzincan ekonomisinin bel kemiği olan Organize Sanayi Bölgesi oldu. Organize Sanayi Bölge Müdürü Sn. Ergül Kolak, gezi ekibimize Erzincan’ın sanayisinden, ekonomisinden ve makineleşen dünyada Erzincan’ın durumundan bahseden bir sunum gerçekleştirdi. Bu bilgili sunumdan sonra Sn. Ergül Kolak ile Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan turşu fabrikasını ziyaret ettik. Dünyada birçok ülkeye ihraç edilen turşuların tadına baktıktan sonra Erzincan Sanayi Bölgesindeki gezimizi de sonlandırdık.

    Erzincan’a gelmişken bu güzel şehrin manevi değerlerini tanımadan olmaz diyerek Terzi Baba Hazretleri türbesine doğru yola koyulduk. “VALLAHİ DÜNYA İÇİN ALLAH DEMEM” sözü ile ünlenen Terzi Baba Hazretlerini anlamaya, tanımaya çalıştık. Bu esnada Hz. Mevlana’nın kız kardeşinin de burada Erzincan Terzi Baba Mezarlığında yattığını öğrendik. Havanın kararmasıyla da beraber Erzincan gezimizin ilk gününü tamamlamış olduk. Akşam yemeğinin ardından ilk günün yoğunluğunu saat kulesinde güzel bir çay içerek atmaya çalıştık.

    İkinci gün

    Şeker Fabrikası’nda yöresel bir kahvaltıdan sonra hemşerilerimizin deyişi ile suyun eşki aktığı Ekşisu Mesire Alanı’na gittik. Ekşi suyun tadına bakan tüm arkadaşlarımız suyu fevkalade buldular. Hiç vakit kaybetmeden Ekşi su içerisinde yer alan kükürtlü suyun bulunduğu alanı da gezdik. Kükürtlü suyun sağlığa çok yararlı olduğunu duyan arkadaşlarımız anında ayaklarını suya sokarak farklı bir heyecanı yaşadılar. Buradaki maceramızın ardından suyla yenilenen genç seyyahlarımız Erzincan’a özgü semaver çayının da lezzetine bakma imkanı buldu.

    Ekşi sudan ayrıldıktan sonra Üzümlü İlçesi’ne doğru “Cimin Üzümü” yemek için yola koyulduk. Bağından koparıp yediğimiz üzümlerin tadına doyamadık. Üzümün yanı sıra bağda bulunan elma ve şeftaliyi tatma fırsatını da yakaladık .

    Üzüm ziyafetinden sonraki durağımız Çağlayan Girlevik Şelalesi oldu. Şelalenin serinliği ve ferahlığıyla huzur bulduktan sonra yemeğimizi yiyip cirit meydanına geçtik. Hayatında ilk defa cirit atlarına binen arkadaşlarımızın heyecan ve korkuyu bir arada hissetiği keyifli dakikaların ardından günün yorgunluğunu atmak için konakladığımız yurtlarımıza geri döndük. 

    Üçüncü gün

    Üçüncü günümüzde erken saatlerde Kemah’a doğru hareket ettik. Kahvaltıdan sonra Kemah kalesine ziyarette bulunduk. Sarp kayalar üzerinde kurulu çevresi sularla çevrili, büyük blok kesme taşlardan inşa edilen beşgen planlı burçlarla güçlendirilmiş kaleyi inceleyip Kale’nin, I. Dünya Savaşı’nda önemli ölçüde tahrip edildiğini öğrendik. Kaleye yapılan bu gizemli yolculukta yüreklerimizde ufak bir korku aynı zamanda da gizemli bir his yaşadık.

    Öğle yemeğinden sonra Melikşah Türbesi ve ardından Kemah Tuzu’nun nasıl yapıldığını öğrenmek üzere tuz gölüne geçtik. Buradaki tuzun hiçbir kimyasal işlemden geçmeden, kuyudan çıkarılan suyun, tuz havuzlarında buharlaştırılarak saf bir şekilde insan doğasına zararı olmadan üretildiğine şahit olduk. Tuz gölünden sonra Kemaliye’ye doğru yola çıktık. Gece saatlerinde Kemaliye’ye vardıktan sonra dinlenmeye çekildik.

     

     

    Dördüncü gün

    Kemaliye’de yine çok özel tatlardan oluşan güzel bir sabah kahvaltısından sonra Erzincan Üniversite’si Doğa Müzesine gittik. Müzenin dikkat çeken en önemli sembollerinden biri Türkiye’ye gelen Mahoma isimli ilk filin iskeletinin burada sergileniyor olması. Bunun yanında birçoğu Kemaliye’ye ait, böcek, hayvan ve tarihi taşların oluşturduğu müzeyi ilgiyle gezdikten sonra hatıra defterine de Genç EKEV adına bir teşekkür yazısı yazarak müzeden ayrıldık. Müzenin ardından karanlık kanyona doğru otobüslerle yola çıktık. Yolun bir kısmından sonra yola yürüyerek devam etmek zorunda kaldık. Karanlık Kanyona vardığımızda kuş bakışı görünüşü ile yaklaşık 500 metreyi bulan kanyon fazlasıyla ürperticiydi. Bunun yanında ise, İstanbul’un taşlaşmış binalarının arasından çıkıp bu güzel kanyonda doğa ile iç içe bir yürüyüşün verdiği huzursa bir başkaydı. Karanlık Kanyondan çıktıktan sonra Ahmet Kutsi Tecer’in yazdığı “Orda Bir Köy Var Uzakta” isimli o ünlü şiirin konu olduğu köyü gördük.

    Orda bir köy var, uzakta,

    O köy bizim köyümüzdür.

    Gezmesek de, tozmasak da

    O köy bizim köyümüzdür.

     

    Kırk gözeler diye adlandırılan dağdan buz gibi akan soğuk sudan içtikten sonra Kemaliye’ye özgü bir lezzet olan “lökü” yiyebilmek için lökhaneye gittik ve bir günü daha bu şekilde sonlandırmış olduk.

    Beşinci gün

    Gezimizin son günündeyse Kemaliye’den yola çıkarak Erzincan’a doğru hareket ettik. Kemah’a geldiğimizde  Kemah Belediye Başkanımız Osman Kemal Aslan ile buluştuk ve yöresel bir kahvaltı ile güne başladık. Daha sonra merkeze giderek serbest gezinin ardından Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ile öğlen yemeği yedik. Başkanımızın ısrarı üzerine Esentepe Sosyal Tesislerinde çay içip Başkanımız ile keyifli bir sohbet gerçekleştirfdik. Başkanımızın bizler için hazırladığı hediyeleri aldıktan sonra kendisiyle vedalaştık.

    Erzincan sevdalısı öğrenci kardeşlerimizle büyük bir heyecanla başladığımız Erzincan gezimizi yine aynı heyecanla tamamladık. Büyük bir sevinç ve memnuniyetle gerçekleştirilen gezimizi eve dönmenin ve Erzincan’dan ayrılmanın buruk sevinciyle bitirmiş olduk.

    Bu gezide emeği geçen başta derneğimizin kıymetli yöneticileri olmak üzere   saygıdeğer büyüklerimize ve emeği geçen tüm arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

     

     

    Erzincan Gezimize Katılan Öğrencilerin Yorumları

     

    EKEV'in Erzincan'a düzenlediği gezi vasıtasıyla memleketimi ilk kez gezip dolaşma fırsatını yakaladım. Kendimi geziye katılan 50 şanslı kişiden biri olarak görüyorum.

    Gezi boyunca her gittiğimiz yerde belediye başkanından vali yardımcısına, rehberinden güvenliğine kadar herkes tarafından sevecenlikle karşılandık. Bizi ağırlamak için öncesinde birtakım hazırlıklara girişilmiş olması çok hoştu. Biz yemeğe gitmeden masalarda yemeklerimiz; yurtlara daha varmadan yataklarımız hazırlanmıştı. Anlaşılan o ki görünenin ardında hummalı bir çalışma vardı.

    Gezinin bana kattığı çok şey oldu; ama bunları üç başlık altında toplarsam ilki şu olur: Erzincan'ın daha öncesinde hiç bilmediğim doğal güzellikleriyle tanıştım. Geziden önce biri bana Ekşisu, Eğin, Girlevik, Karanlık Kanyon dese ona boş gözlerle bakabilirdim; ama şimdi tüm bu yerleri biliyorum ve bu tür güzelliklerin Erzincan'da olmasından dolayı ayrıca mutluyum. Gezinin bana kattığı ikinci şey hemşehrilerimi tanımam; onların nasıl doğal, samimi, memleketlerini sahiplenen insanlar olduklarını görmem oldu. Rehberimiz Zeki Bey'in sadece Erzincan'da yetişen bir çiçeğin adını "Erzincanikus" diye telaffuz etmesi; Doğa Müzesi'ne gittiğimizde güvenliğin müzeye dair bildiklerini tüm samimiyeti ve mizah gücüyle bizle paylaşması unutulmazlar arasında. Eğin'de bir teyzemizin dükkânına girdiğimizde bize güvenip rahatça dükkânını dolaşmamıza izin vermesi, hatta izin bile vermeyip bunu gayet doğal karşılaması bir Erzincanlının hemşehrilerine ne kadar güvendiğinin göstergesi. İstanbul'da böyle bir şeyi yaşamak ne yazık ki mümkün değil. Üçüncü ve son olarak gezi esnasında çok güzel arkadaşlıklar edindim. Hepsi birbirinden kıymetli arkadaşlarım, aynı zamanda hemşehrilerim oldu.

    Bana memleketimi gezip, o eşsiz toprakları tanıma fırsatı veren, beni hemşehrilerimle buluşturan, başta gezi boyunca bizi çocuğu gibi koruyup kollayan Üsame Kaya olmak üzere EKEV bünyesindeki herkese teşekkürü bir borç bilirim.

    İlknur Yurtbaşı/Refahiye       

    Marmara Üniversitesi            

    Türk Dili ve Edebiyatı/4. Sınıf

     

    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Ben 13 yaşıma kadar Erzincan'da büyüdüm ve 13 yaşımdan sonra da her yaz 1-2 aylığına Erzincan'a gelirim. Fakat bu gezi ile şunu anladim ki Erzincan'a hiç gelmemiş arkadaşlarımızın Erzincan'da ne kadar görebileceği yerler varsa benim de ve daha önce Erzincan'a gelmiş hatta doğup büyümüş arkadaşlarımızın da en az hiç gelmemiş arkadaşlarımız kadar gezip görebileceği yerler varmış. Mesela daha önce defalarca Kemah'tan geçmeme rağmen Kemah kalesine ilk kez bu gezide gitmem, yine ayni şekilde Karanlik kanyona 500 metre yükseklikten ilk kez bakabilme imkanını bulmam bunun en büyük ispatıdır. Şairin dediği gibi 'Nerede iki dağ var ortası ova, orası Erzincandır' dizelerini bize yerinde yaşama firsatını yine bu gezi vermiştir. Öte yandan fıratın sessiz süzülüşünü, Kemaliye(Eğin)'nin mükemmel güzelliğini, Kemah'ın tarihi kalesini, Şelalenin çağlayan sesini, 'Eşkisu'yun doğal minaralli suyunu bizlere tattıran, belki hayatimizin en güzel yılları olan çocukluğumuzun geçtiği yerleri yeniden görme ve anılarımızı tazeleme imkanı veren EKEV ailesine teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum. Bize bu firsatı sunan ve bizden desteklerini esirgemeyen EKEV yönetiminden Allah razı olsun. İnşaallah sizlerin bu güçlü desteğiyle daha nice gencimiz tarihini, kültürünü, örf ve adetlerini, Erzincan'ın doğal ve kültürel güzelliklerini yerinde görme firsatı bulacaktır...

    Onur Aykaç/İliç     

    Yıldız Teknik          Üniversitesi

    İktisat/3. Sınıf

     

    Küçüklüğümden beri Erzincan'a köyüme giderdim. Ancak hepsi bundan ibaretti. Ekşi suyunun şelalesinin dışında bu kadar güzellikleri barındırdığından da habersizdim. Bu gezi vesilesiyle karanlık kanyondan en uzun kayak pistine, kartal kayasından soğuk sularına pek çok ilgi çekici yerleri gezme imkanı buldum. Böylece memlekitimin güzelliklerine tanıklık etmiş bir Erzincanlı olarak gururla anlatacağım. Bize bu imkanı sağlayan EKEV ailesine teşekkür ederim. Şimdiden yeni bir gezide EKEV ailesiyle memlektimde buluşmayı hasretle bekliyorum.

    Hüseyin  Ayçiçek/İliç            

    Namık Kemal Üniversitesi     

    İnşaat Mühendisliği/2. Sınıf
     

    Memleketinden uzaklarda doğup büyümüş gençler olarak ilk kez Erzincan'da bir araya geldik. Tanışıklığımız olmamasına rağmen Erzincan paydasında hiç yabancılık çekmedik. Erzincan doğal güzellikleri ile eşsiz bir şehir Karanlık Kanyon, Fırat, Kemah, Kemaliye ve saymadığım diğer gezdiğimiz yerler çok değerli. Benim fikrim bunlardan daha değerli olan bir şey varsa o da Erzincanlılıktır. Erzincanlı olmanın getirdiği bu muhteşem hissi, gençliğimizde korumalıyız. Eğer değerlerimize böyle tutunursak dünya üzerinde bunu bizden alabilecek hiçbir güç yoktur. Belki Erzincan ile daha önceden pek ilgimiz yoktu ama bundan sonra her zaman sımsıkı bağlı olacağımızdan şüphem yok. Erzincan bizler olsa da olmasa da dünya döndükçe var olacaktır elbet ama yaşatılması gereken Erzincanlılıktır. Böylesine güzel duyguları yaşatan bu geziyi düzenleyen EKEV'e teşekkür ediyorum. Eminim EKEV var oldukça Erzincanlılık da devam edecektir.

    Burak Kılıç/İliç       

    Beykent Üniversitesi              

    İnşaat Mühendisliği/2. Sınıf

     

     

    Çok uzun zamandır Erzincan'da olmama rağmen yıllardır yapmaya fırsat bulamadığım şeyleri EKEV’in düzenlediği gezi sayesinde yapma imkanı buldum.Titizlikle hazırlanmış gezi programıyla memleketini hiç görmemiş onlarca arkadaşım artık Erzincan sorulduğunda eğtiminden sanayisine en güzel ilçelerine kadar şehrini tanıtabilecek düzeye geldi. Belkide tek başına yapıldığında sıkıcı olabilecek şeyler bile muhteşem bir ekiple çok eğlenceli hale geldi. Aksiyonuyla heyecanıyla davul zurnasıyla zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız yolculuklarıyla herkesin hayatında unutulmayacak anılar bıraktığına inanıyorum. Bize bu mutluluğu yaşatan yıllardır birbirimizi tanıyormuşcasına dostluklar kurulmasına vesile olan EKEV ailesine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. En kısa zamanda yine bir gezide buluşmak dileğiyle.

     

    Edanur Terzibali/Merkez       

    İstanbul Üniversitesi              

    DİKAB/2. Sınıf

     

    Erzincan'ı gönülden seven bir Erzincanlı olarak belkide Erzincan'ın yerlisi olan hemşerilerimden daha fazla Erzincan'ı görme, tanıma imkanı buldum. Sadece tanımakla kalmadım bu bir haftalık süre boyunca aynı zamanda uzun zamandır görmediğim dayım ve teyzemi de gördüm. Beni görünce boynuma sarıldılar ve bu yaz bana hiçbirşey o mutluluğu yaşatamazdı. Aslında bizlerdeki sadece yeni görduğümüz bir yerin heyecanı değil aynı zamanda içimizde bulunan bir özlemmiş. Şehrimize, toprağımıza... Kimimiz ise gözlerini açtığı ilk yere... Birini birşeyi görmedende sevebilir misin Erzincan aslında bunun en güzel örneği. Fakat Erzincan dendiğinde anlatacak çokta birşeyim yoktu. Ahmet Kutsi Tecer'in de dedigi gibi "Orda bir köy var uzakta, gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür". Artık memleketimi anlatacak çok şeyim var. İstanbul'da büyümüş olmama rağmen toprağımın kokusunu alınca gerçektende geziden ayrılıp İstanbul'a gelince memleketimin kıymetini birkere daha anladim. Ne güzel bir yermişsin Sen Erzincan.

    Sahi artık daha iyi anlıyorum neden ErzinCAN dendiğini... Bu yüzden şehirlerin karmaşık gürültüsünde hatırlama imkanını bulamadığım doğum yerimin 20 yıl sonra ikincikez havasını soluma fırsatını bana verdiği için sevgili EKEV’e gönülden teşekkürlerimi borç bilirim. Bunun yanısıra bu organizasyonu güzel ve özenli kılan, yürekten bir emeğe sahip olan Genç EKEV sorumluları Usame Kaya'ya, Bekir Sadık Ertürk ve Kübra Anar’a da çok teşekkür ediyorum.

     

    Öznur Yurtbaşı/Refahiye       

    Marmara Üniversitesi            

    Beden Egitimi ve Spor Ögretmenligi/3. Sınıf

     

    İlk gün resmi ziyaretler olduğundan dolayı ister istemez sıkıldık. Ama bana göre yapılması gereken ziyaretlerdi çünkü geziye katılanların neredeyse hepsi daha önce Erzincan'ı hiç görmemiş ve hakkında pek fazla bir şey bilmeyen kişilerdi, ki bu gezinin amacı Erzincan'ı her açıdan tanımaktı. Bence Erzincan dışında yaşayan her Erzincanlı bir referanstır Erzincan için. Bu yüzden şehrini en iyi şekilde tanıması gerekiyor. Diyelim ki bir tanıdığımız tercih etmek için Erzincan Üniversitesi hakkında soru sorduğu zaman - Erzincanlı olduğumuz için doğal olarak bize sorarlar - verecek cevabımız olmalı bence. İkinci gün gayet keyifli ve güzeldi. Belki de ömrüm boyunca ata binme fırsatım olmayacaktı ama bu gezi sayesinde bu deneyimi de yaşamış oldum. Aslında Erzincan'ın yerlisi olan hemşehrilerimizden daha fazla Erzincan'ı görme, tanıma imkanı bulduk. Gezinin bir diğer boyutu da arkadaşlarla aramızdaki bağın güçlenmiş olması. Kısa bir süre de olsa birlikte yedik, içtik birlikte aynı yerde kaldık. Basit gibi görünse de aramızdaki samimiyetin gelişmesine katkı sağladı. Bunca güzelliği bize yaşatan ve desteğini esirgemeyen EKEV'e çok teşekkür ederim. Birlikte başka etkinliklerde buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olun

     

    Yunus Emre Ayaz/Tercan

    Boğaziçi Üniversitesi             

    Elektrik & Elektronik Mühendisliği/2. Sınıf

     

    Erzincanlıyım ama Erzincanı daha önce görmemiştim.Ekevin düzenlediği tur bana baba topragını tanıma şansı verdi.bu öyle bir tanıma idiyki baba topragını babamdan daha iyi tanıdım..Babilin asma bahçelerini andıran üzüm bagından kopardığım bir salkım alaca üzümün verdiği hazı kelimelerime nasıl dökeceğimi bilmiyorumCirit atının ününü duymuştum ama birgün büyük siyah bir atın üstünde denge sınavı vereceğimi düşünmemiştimSıcak esen rüzgarı ve suyun çeşmeden ekşi erzincanlıların demesiylede eşki aktıgını baba topragında gördüm.. Terzi babada mezarlıgında ölen dedelerimin ruhuna fatiha okudum.Erzincanda herkes biri biriyle akraba..biri olmasada diğeri elbet benim dedelerimden biridir.. Gezinin heyacanı kemaliye tarafına dogru yol alırken dahada arttı..kemah kalesinin görkemi karanlık kanyonun gizemi heycanımızı gittikçe artırıyordu..biraz ürpertide yok değildi.. Lök dediler bize yedirdiler..sonrada dur durabilirsen..Ee bizde durmadık tabiSogu içimize işleyen derenin içinde yoksa nasıl o kadar durabilirdik ??Valimiz , Belediye başkanımız bütün misafir perverliklerini gösterdiler..Hoşnut olmamak elde değil bu geziden

     

    ……………

     

    Erzincan'a 3. gidişim. Her gidişimde şunu anladım. Aşk denilen şey sadece iki insan arasında olmuyormuş. Kişi memleketine toprağına memleketinin dağlarına havasına suyuna huzuruna aşık olabiliyormuş. Ve bu tek seferle sınırlı kalmıyormuş. Her bakışta her damlada her nefeste tazeleniyormuş bu aşk. Ben Erzincan Aşığı oldum. Belki söyleyecek türkülerim yazacak şiirlerim yok. Ama hissedecek ve beni memleketime bağlayacak bir bağ var. Çok kuvvetli ve büyük bir bağ. Ve bu bağı çekirdek ailem değil büyük ailem olan EKEV sağladı. Bu aile içinde yer almak benim için bir onur. Ve bu aileye katkı sağlamak ise en büyük hedefim.

     

    Bekir Sadık Ertürk/Çayırlı      

    İstanbul Üniversitesi              

    Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi/4. Sınıf

     

     

    Uzun zamandır memleketimi görme isteği duyarken birden karşıma çıkan EKEV organizasyonunu görünce çok sevindim. Daha önce memleketim olan Erzincan'ı görmemiş biri olarak bu gezi beklediğimden çok daha güzel geçti. Herşeyin bu kadar detaylı ve güzel düşünülmüş olması beni şaşırttı ve memnun etti. Kendi hemşerilerimle tanışma, Erzincan'ın hiç adını bile duymadığım güzelliklerini görme, doyasıya eğlendiğim güzel bir hafta geçirme fırsatını verdi bana bu gezi. İstanbul'da doğmuş büyümüş biri olarak memleketimi her zamankinden daha çok benimsememi sağladı. Erzincan'a karşı kafamda beliren klasik doğu şehri algısı değişti ve aslında ne kadar düzenli ve gelişmiş ve ne kadar medeni insanlar barındıran bir şehir olduğunu gördüm. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Ve bu tür gezilerin devamının gelmesini umuyorum.

     

    Elif Tuncer/Kemaliye             

    Marmara Üniversitesi            

    Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık/4. Sınıf

     

     

    Erzincan'a ilk kez gitmek nasip oldu. Gelirken çok tedirgindim kimseyi tanımıyorum ne yapcam gezi nasıl olacak derken EKEV binasına girdiğim anda bi sıcaklık hissedip insanlarla tanışmak onlarla muhabbet edip kendi memleketimizi o CAN insanlarla beraber gezmek gerçekten paha biçilemezdi.Gezide emeği geçen herkese çok teşekkür ederim aynı kadroyla yeni şeyler yapmak yeni yerlerde beraber olmak dileğiyle tekrar teşekkürler...

     

    Elif Güneş/Tercan  

    Karabük Üniversitesi

    Mekatronik Mühendisliği/2. Sınıf

     

     

    Tüm Haberler için Tıklayınız >